Bedenle ve dolayısıyla duyularla bağlantıyı korumanın en etkili yollarından biri de insan yaşamında eski çağlardan beri önemli yer tutan danstır.
Dans Nedir?
Hareket bedenin temel dilidir. Bu nedenden dolayı derindeki duygu ve anıları da bize taşıyabilmektedir. Kas ve iskelet yapımız, beden duruşumuzun karakterini belirlerken, organlarımızı tutan , cevreleyen ve koruyan yapıdır. Yasam öykumüzün kemiklerimizde, kaslarımızda, organlarımızda, sinir hücrelerimizde ve kanımızda oldugunu söylemek mümkündür. Dans ise hareket sanatıdır, bir dizi hareket müzik eşliğinde veya eşliksiz belirli bir süre ve ritim içinde ifade bulur (Halprin, 2003).
Dans insanlık tarihinde ve bugün de psişenin spontan, dışavurumsal hareket denemeleridir.
Antropolojik olarak bakıldığında dansın eğlence veya performanstan ziyade yaşamın ciddi bir bölümünü içerdiği görülebilmektedir.
20. y.y.da beden, zihin ve ruhun birbirinden ayrılmaz oluşunun yapılan araştırmalarla de desteklenmesiyle beraber dans ve hareketin psikoterapide kullanımını gündeme getirmiştir. Dansın bir terapi yöntemi ve mesleki uzmanlık alanı olarak gelişmesinde şizofreni hastalarıyla çalışmalar yapan dansçı/sanatçı Marian Chace öncülüğünde 1950’lerde kurulan Amerikan Dans Terapileri Derneği (American Dance Therapy Association) etkili olmuştur. Dans hareket terapisi (DMT;dance movement therapy) hareketin, bireyin duygusal, sosyal, bilişsel ve fiziksel bütünlüğünü güçlendiren iyileştirici bir yaklaşım olarak yerini almıştır. DMT’de hareket, kişisel ifade, içgörü davranışsal değişim için kullanılan bir araçtır. DMT’de estetik performans esas değildir. Bedenin var olan hareket potansiyeli esastır. Örneğin, ayakta durmakta güçlük çeken bir kişinin oturarak elleri, parmakları, kolları ya da sesiyle , göz hareketleriyle vb. hareketi yaratabilmesi veya katılabilmesi söz konusudur. Hareketle beraber yaratıcı süreç başlar, beraberinde gelen olumlu imgelemeler ve içgörüler destekenir. Bu konuda eğitimli bir psikoterapistin varlığı ve müdahaleleri (teröpatik dokunuşları, uyumlunması, aynalaması vb.) sağaltım ve değişimin önemli bir unsurudur.
DANS HAREKET ve BEDEN ODAKLI DESTEK GRUPLARI
Dans/hareket terapisi, kanser, alzheimer, demans gibi hastalıklarda, psikosomatik hastalıklarda ve yaşamın farklı evrelerine uyumlanmada (doğum öncesi-doğum sonrası, yaşlılık çağı vb.) ve kişisel dönüşüm-kendini keşif arzusunda olan herkes için uygun, iyileştirici bir dışavurumcu sanat terapisi metodudur. Ayrıca depresyon ve yoğun strese karşın etkin bir biçimde kullanılmaktadır. Katılan herkes istediği ölçüde ve miktarda hareket eder. Bedeni zorlamaz yada ona zarar vermez. Bu çalışma, bedenin ve toplamda kişinin fayda göreceği terapötik bir çalışmadır. Grubun ihtiyaçlarına uygun şekilde Dans/hareket terapisi, meditasyon ve intermodal dısşavurumcu sanat terapisi yaklaşımıyla beslenebilir.
Dans hareketin kullanımı, bireylerin kendi hareket ve seslerini bulmalarına, daha olumlu beden imgesine sahip olmalarına ve izolasyon duygusundan çıkarak, diğerleriyle daha derinden bağ kurmaları açısından güçlü etkileri bulunmaktadır.
Bugüne kadar birlikte DMT eğitimini aldığım meslektaşım, Psiko-onkolog Elçin Biçer’le kanser teşhisi almış hastalarla gerçekleştirdiğimiz destek gruplarının ardından, gelişim ve farkındalık yolundaki genç yetişkin ve yetişkinlerin ihityaçlarına yönelik küçük ( 6-8 kişi) gruplar ve atölye çalışmaları yürütmekteyim.